31 Mayıs 2018 Perşembe

Bursa’nın tarihi

M.Ö. 3, Yüzyılda Bithynialılar ve Prusias’lılar tarafından kurulan kentin ilk adı Prusa idi.Şehir merkezine yakın ilk yerleşimin kesin bulguları M.Ö. 2700-2500 yıllarına tarihlenmektedir.M.Ö. 1200 yıllarında Trakya'dan bu bölgeye Ibkit saldırılarından kaçan Traklar, Thinler ve Bitinler yerleşmişlerdir.
       
   
   

    Bu nedenle yazılı kaynaklarda bölgenin adı Bitinya olarak geçer. 1326 yılında Orhan Bey tarafından Türklerin eline geçen ilimiz Osmanlı İmparotorluğuna başkentlik yapmıştır.
Bursa'da Roma ve Bizans Dönemlerinden günümüze ulaşabilmiş yapı yoktur. Eski kenti çevreleyen surların ilk olarak Bithynialılarca yapıldığı, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde ise onarılarak kullanıldığı düşünülmektedir. 
Bursa, Osmanlı İmparatorluğunun ilk 200 yıllık döneminde diğer kentlere göre büyük gelişmeler göstermiş, bir çok mimari yapı ile süslenmiş, devrinin tanınmış medreseleri ile bilim aleminin merkezi olmuş, canlı bir ticaret şehridir. I.Murad zamanından başlayan Hüdavendigar Külliyesi, I. Beyazıd'ın yaptırdığı Yıldırım Külliyesi, I.Mehmed (Çelebi) döneminde başlayıp II. Murad zamanında tamamlanan Yeşil Külliyesi Bursa'nın mekansal gelişimini etkileyen ve bugünde ayakta duran büyük komplekslerdir. 

Cumhuriyet dönemiyle birlikte planlama çalışmalarına başlanan şehirde, 1960'lı yıllardan itibaren sanayinin önemi artmış, kentin nüfus ve kentsel gelişimi hızlı bir değişime uğramıştır. Coğrafi konumu, tarımsal, ticari ve sanayi potansiyelinin yüksek oluşu kentin çekiciliğini her dönem korumasını sağlamaktadır.
Kent çarpıcı güzellikte ve alabildiğine cömert bir doğa parçasına yerleşmiş olması nedeniyle hızlı bir kentleşme sürecine girerek 1960'lı yıllardan itibaren tarih, kültür ve doğa değerlerinin aşınması tehlikesi ile yüz yüze gelmiştir.

15 Mart 2018 Perşembe

Haluk Çobanoğlu kimdir?

Haluk Çobanoğlu Kimdir?
Haluk Çobanoğlu, 1957 Kilimli doğumlu haber fotoğrafçısı.1992’den beri haber ve belgesel fotoğraflar üretiyor. 1996-1998 yıllarında New York International Center of Photography (ICP) ve Black Star haber ajansında çalıştı. 1994-1996 yıllarında, güvercin yetiştirme geleneğini konu alan “Kuşbazlar” ile 1997-1998 yıllarında “Yeraltında Bir Dünya Şehri; New York Metrosu” belgesel fotoğraf projelerini gerçekleştirdi. “Haber ve Belgesel Fotoğrafçılığı” üzerine dersler verdi. National Geographic Türkiye fotoğraf editörlüğü yaptı. Bugün serbest fotografçı olarak yaşamını sürdürüyor. Şu an Bahçeşehir Üniversitesi Fotoğraf Bölümü’nde der veriyor.
Fotoğraf tarihini ve birikimini fotoğraf tarihinde iz bırakmış, Werner Bischof, Henri Cartier-Bresson, Robert Frank, Richard Gere, Minor White, Ralph Eugene Meatyard, Şahin Kaygun, Daido Moriyama, Marilyn Silverstone, Eric Valli, Jacob Holdt, Luc Delahaye, Sergio Larrain, Alexander Rodchenko gibi fotoğrafçıların hayat felsefeleri ve yapıtları üzerinden farklı bir fotoğraf tarihi okuması yapmaya çalışıyor. Bunu yaparken onların içlerinde bulundukları mahfellerin yapıtlarına etkisi, etkilendikleri sosyal ve politik dönüşümlerin ürettikleri işlerindeki yansımaları da ele alınıyor. Beat yazarları Allen Ginsberg ve Robert Rrank arasındaki etkileşimle, Henri Cartier- Bresson, Werner Bischof, Sergio Larrain, Marilyn Silverstone'un Zen felsefesiyle olan etkileşimi de ele alınıyor. Rodchenko ile Konstruktivistlerin ve Ekim devriminin yarattığı özgür ortam ve enerji...
Genelde fotoğraf tarihi denince Batı'nın fotoğraf dünyasının anlatıldığı bir algının yanısıra Haluk Çobanoğlu Doğu'dan ve Doğu'nun da içinde olduğu farklı bir fotoğraf tarihi okuma denemesi yaparken günümüzde neredeyse sınırsız sayıda üretilen ve tüketilen ve görsel bir çöplüğe dönüşen ortamda itirazını;
"Çok düşünüp, az çekmenin, nitelikli hikayelerin ile kafa karışıklığının erdeminden sözedildiğinde canı sıkılan ve şaşkın ifadelerle ısrarla "güzel fotoğraf"ın nasıl çekileceğini soran, büyük bir kalabalık ile karşı karşıyayız. Günümüzde işleri gereği fotoğraf makinaları üreticileri, fotoğraf birlikleri, internet ortamındaki "bilirkişiler", sürekli bize "iyi fotoğrafların" nasıl olacağını, nasıl çekilmesi gerektiği konusunda yol gösteriyor olabilirler. Bu varolan "vahim" fotoğrafik kirlenmeye karşı, belki biz de onların hiç hoşlanmayacağı bir soruyu sorarak, bir itiraz geliştirebiliriz: "peki, biz bu fotoğrafları neden çekiyoruz?"... diye bir sorgulama çağrısıyla belirtiyor.
 https://goo.gl/images/2vsiYm

31 Ocak 2018 Çarşamba akşamı saat 19.30’da OLYMPUS FOTOGRAF AKŞAMLARI Programı moderatörü Cenk GENÇDİŞ’in konuğu Bu Fotografları Neden Çekiyoruz? isimli kitabıyla Haluk ÇOBANOĞLU olacak.
Haluk ÇOBANOĞLU, Cenk GENÇDİŞ’in kitabıyla ilgili sorularını yanıtlayacak. Kitabı daha önce okuyan dostlar da sorularını, itirazlarını, yorumlarını paylaşmak için 31 Ocak 2018 Çarşamba akşamı saat 19.30’daki etkinliğe davetlidir. Kitabı henüz edinmemiş olanlar da Haluk ÇOBANOĞLU’dan imzalı olarak kitabı aynı akşam alabilecekler…
Etkinliğe katılım ücretsizdir.